Rus tiyatrocular Nazım Hikmet’in oyununu Antalya’da sahneledi
Rus tiyatrocular Nazım Hikmet’in oyununu Antalya’da sahneledi
Rusya’nın Omsk Kenti’nde faaliyet gösteren Stüdyo Yermolayeva Tiyatrosu, Nazım Hikmet’in Kraliçe Aşk oyununu Antalya’da sahneledi. Rusya’ya kısa bir süre önce dönen tiyatro müdürü ve oyuncular, Rusya’nın Sesi Radyosu ile yaptıkları sohbette, son derece başarılı geçen Türkiye turnesini anlattı.
Tiyatro müdürü Tatyana Suhonina, kendisi ile yaptığımız görüşmede, Omsk Şehir Günü etkinlikleri çerçevesinde kenti ziyaret eden Antalya Büyükşehir Belediyesi Delegasyonu’nda yer alan Türk kültür dünyasının temsilcileri ile geçtiğimiz yılın Ağustos ayında tanıştığını belirtiyor. Yeri gelmişken hemen burada ifade edilmesi gereken bir başka önemli unsur da Sibirya’nın batısında yer alan ve nüfus sıralamasında 8. sırada bulunan Omsk Kenti’nin bölgenin sanayi, ulaşım ve kültür merkezi olmasının yanı sıra, ayna zamanda Antalya’nın kardeş şehri olması. Geçtiğimiz yıl kardeş şehirleri Omsk’u ziyaret eden Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Adem Akyürek başkanlığındaki Antalya Heyeti, Omsk’daki tiyatro faaliyetleri ile; özelikle de Stüdyo Yermolayeva Tiyatrosu’yla yakından ilgilenmiş. Tiyatro müdürü Tatyana Suhonina bu konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: ‘‘Tiyatromuz, oyuncularımız, dekorlarımız ve faaliyetlerimizi organize etme şeklimiz Türk misafirlerimizin çok hoşuna gitti ve repertuarımızda Türk yazarlara ait oyun olup olmadığını sordular. İlk başta üzülerek repertuarımızda böyle bir oyun olmadığını söylesek de, daha sonra tiyatromuzun önceki müdürü Lubov Yermolayeva’nın Nazım Hikmet’i şahsen tanıdığını ve ‘‘Enayi’’ de dahil olmak üzere yazarın toplam 5 oyununu sahneye koyduğunu anımsadık. Sn. Adem Akyürek kentlerimiz arasındaki dostluğu kültürel bir etkinlikle perçinlemek adına Nazım Hikmet’in bir oyununu hem burada, hem de Antalya’da sahnelememiz için bizlere bir teklifte bulundu’’.
Kraliçe Aşk oyununu yöneten İgor Mahalov’un görüşleri ise şöyle: ‘‘Aşk hakkında yazıldığı için özellikle bu oyunu sahnelemeye karar verdik. Öte yandan, Türkiye’nin tarihi zenginliğine de temas etme isteğimiz mevcuttu. Bu doğrultuda harika kostümler hazırlattık ve aktörlerimiz bu mükemmel kıyafetleri Türk seyircilerinin önünde sergiledikleri oyunda giyme imkanı buldu. Nazım Hikmet’in bu oyunu yazarken esinlendiği Ferhat ile Şirin, büyük bir aşkı mükemmel bir dille anlatan sıra dışı ve harika bir öykü. Öyküde anlatılan aşk o kadar büyük ki, bu aşk uğruna 10 yıl boyunca dağlar delinebilir ve gerektiğinde sevgili için hayat dahi feda edilebilir. Ben bir yönetmen kimliği ile böylesine bir konsepti es geçemezdim. Bu sebeple 2 aylık bir süreyi tamamen bu oyunun malzemeleri, dekorları ve aktörlerinin hazırlığı için kullandık. Provalarımızı oldukça ciddi bir şekilde yürüttük. Oyunun güzelliğinden ve zenginliğinden dolayı aldığımız keyif sayesinde tüm bu zorlu faaliyetler bizim için aslında bir bakıma oldukça kolaydı. Belki de Firdevsi ve Hayyam’ın çok yetenekli yazarlar olması bu süreçte etkin bir rol oynamıştır diye düşünüyorum. Zaten ana tema olan gerçek ve sonsuz aşk da hemen her izleyici kitlesine hitap eden bir konu’’.
Yönetmen İgor Mahalov, sohbetin devamında, oyunda sadece Ferhat ve Şirin aşkının işlenmediğini, aynı zamanda kadın hükümdar Mehmene Banu’ya büyük bir aşkla bağlı olan vezirin de anlatıldığını ve Mehmene Banu’nun ancak final sahnesinde kendisine karşılık verdiğinin altını çiziyor. Bu suretle oyunda birbirinden farkı zorluklara rağmen ilerleyen ayrı aşk öykülerine yer verilmiş olmakta. Oyunun ana karakterleri arasındaki karşılıklı büyük aşk ne kadar kolay ve etkili bir şekilde başlıyorsa, vezirin Mehmene Banu’ya olan aşkı da büyük engebeler içerisinde bir o kadar zor ve güç ilerliyor. Ancak sonuçta aşk, her şeye rağmen galip geliyor. İgor Mahalov, kendisi ile yaptığımız sohbetin sonunda, ‘‘Şimdi tiyatromuzda yeni bir aşk doğdu… Antalya aşkı! Antalya artık oyunlarımızın ana sahnesi’’ ifadeleri ile sözlerini tamamlıyor.
Oyun esnasında hem Rus, hem de Türk seyirciler için ortak bir dil yakalamak adına ‘‘tiyatro içinde tiyatro’’ olarak nitelendirilen ‘‘el işaretlerinden yararlanma’’ yönteminden faydalanıldı. Oyunun müzikleri konusunda Antalya Devlet Konservatuarı’ndan alınan büyük yardım, otantik Türk ezgilerinin salonda çınlamasını sağladı. Final sahnesinde oyuncuların hep beraber halay çekmesi ise başka bir güzellik olarak hafızalara kazındı. Oyunun tercümesine gelince… Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Türk izleyiciler için altyazılar hazırlattı.
Türk izleyicisinin son derece özel bir seyirci profiline sahip olduğunu belirten Tiyatro müdürü Tatyana Suhonina, sohbetin devamında şunları ifade ediyor: ‘‘Kardeş kent Antalya’daki Türk izleyiciler tıpkı Omsk’daki izleyicilerimiz gibi tek kelime ile mükemmel. Oyuna gelen misafirlerimiz uzun bir süre sahneyi terk etmemize müsaade etmedi ve bizleri ayakta alkışladı. Oyundan sonra görüştüğümüz uzmanlar ve eleştirmenler, bugüne kadar kentte sahne almış yabacı tiyatro ekiplerinden hiçbirinin Doğu Türk ve Pers kültürlerini bizim kadar başarılı yansıtamadığını belirtti. Oyuncularımız Antalya’nın bulunduğu yöreden, burada yaşayan insanlardan ve dilden çok etkilendiler. Bazı oyuncularımız birkaç kelime Türkçe öğrenme fırsatı yakaladı. Burada bize çok özel bir ilgi ve alaka gösterildi. Gittiğimiz her yerde sevgi ile karşılandık’’.
Sohbetin sonunda gösterdikleri misafirperverlik, cana yakınlık ve yakın ilgi için Antalyalılara teşekkürlerini ifade eden Stüdyo Yermolayeva Tiyatrosu müdürü Tatyana Suhonina, genel tiyatro geleneğine uygun olarak, Antalya ile ilgili olarak gelecekte gerçekleştirecekleri projelerin detaylarına ilişkin bilgi vermese de, bu yılın Mayıs ayında düzenlenecek olan Uluslararası Antalya Tiyatro Festivali’ne aktif bir şekilde katıl göstermeyi ve karşılıklı işbirliği çerçevesinde yönetmen değişim programlarını hayata geçirmeyi planladıklarını belirtti. Nazım Hikmet’in Kraliçe Aşk isimli oyunu ise bundan sonra artık Omsk’lu tiyatro severler için sahnelenecek.
Rusya’nın Sesi Radyosu
Yorumlar